BAĞIMSIZLIKTAN SINIRSIZLIĞA… ANNE BABA OLARAK NEREDE DURMALIYIZ



Oyun Bahçesi Anaokulu, öğrencilerinin özgüven gelişimlerini desteklemek için uyguladıkları programı anlatıyor.

 

Öncelikle özgüveni tanımlayarak başlayalım. Özgüven bireyin başardıkları ile ilgili olarak güçleniyor. Sorumluluk verilmeyen bir çocuğun özgüveninin gelişmesini bekleyemeyiz. Okulumuz anne ve babaların bu konuyla ilgili farkındalıklarını geliştirmekle işe başlıyor. Yapılan birebir görüşmelerde sorumluluklar neler olmalı, bu sorumlululukların çocuk tarafından yerine getirilmesi nasıl desteklenmeli, bunların çocuğa yararları neler olacak… gibi bilgilendirmelerle anne-babaların bu konuda bilinçlenmesine yardımcı oluyoruz.

Velinin okulumuza kayıt olması ile birlikte adeta bir anne-baba okulu eğitimi de onlar için başlıyor. Anne-babanın bilinçlendirilmesi çok önemli . Bu şekilde anne –babalar yersiz kaygı ve endişelerden uzak, okul sürecinin anlamını kavrayıp tadını çıkarıyorlar, daha da önemlisi çocuklarının gelişimini destekliyorlar.  Okulun ilk günleri öğrenciler uyum sürecinin zorlukları ile uğraşırken, ben ve eğitim kadrom da ailelerle bilinçli çocuk yetiştirme konusunda  sohbet ederek  onları bilgilendiriyoruz.

Bilimadamları bir annenin doğumdan sonra çocuğunu ilk kucağına alıp ona  baktığında beyninde endişe, kaygı ve risk hesaplamaları duygularının öne çıktığını gözlemlemişler. Maalesef ki okula ilk başlarken de bu duyguları etkisinde kalan bu duyguları çok  yoğun yaşayan anneler, anneliği ve okul sürecinin tadını çıkaramıyorlar.

Okulun merdivenleri, eşyaların dizaynı, oyuncakların uygunluğu elbette çok önemli, ama bunları takıntı haline getirmemeli. Arkadaşlarıyla paylaşımları, öğreneceği yeni deneyimlerin hazzını, öğretmeninin anaç ve teşvik edici yaklaşımlarını… bunları da öncelikler listesine almayı öğretiyoruz. Bu birinci evre.

Bundan sonra da ikinci evre başlıyor. Uyum sürecinde sorunlarla karşılaşınca, bu sorunlarla baş edebilmek yolları.

3-6 yaş arasında çocuklar hem uzak denizlere açılıp yeni ülkeler keşfetmek, büyük dalgalarla baş etmenin keyfini yaşamak ister, hem de annenin kollarının arasında korunaklı limandan uzaklaşmaya korkar. Bu nedenle çocuk bir yandan anaokulu gelip arkadaşlarla oynamak isterken bir yandan da annesinden ayrılmak istemez.

İşte bu özgürleşme istemi ve bağımlı olma durumu.  Çok doğal bir süreç. Çünkü 2,5-4yaş arası özerkliğin kazanıldığı yaşlar. Çocuk hem bağımsız olmak istiyor, hem de annesinden kopamıyor.  Ama çocuk annenin boynuna sarılınca, yine aynı kaygı ve endişeler su yüzüne çıkıyor. “Yaşı küçük mü?, zorlarsam ileriki okul hayatında travmalar mı yaratırım? Okul değiştirsem sorunu çözer miyim?” bunlar sorunla baş edemeyen anne-babaların sığındığı kaçışlar oluyor. Oysa kendimize soracağımız tek bir soru var. “çocuğumun ihtiyacı ne”

“bana bağımlı olmasını mı istiyorum, bağımsızlığını kazanmasını mı?”

 

Buraya kadar anne-babaların bilinçlendirilmesi programını anlattım, bir de öğrencimizin özgüven gelişimlerinin desteklenmesi var. Bunun içinde hem okul içinde hem de dışında uzantıları olan bir programı yürütüyoruz. Bu programda temel amaç: öğrencinin kendini ifade edebilmesi ve topluluk karşısında  konuşabilmesi. Bu yenilmesi gereken sosyal bir fobi. Başarılarının taçlandırılacağı ortamlar hazırlanıp “ben başardım” hazzının yaşatılması. Programın işleyişini adım adım anlatayım

1.Adım: Ayın her haftasının bir anlamı var. Her hafta Cuma günleri “getir –anlat” programımızda, evden öğrencimiz bir nesneyi getiriyor ve sınıf arkadaşlarına bu nesnenin özelliklerini anlatıyor ve ne olduğunu arkadaşlarının bilmesini istiyor. Topluluk karşısında, ifade yeteneğini geliştirmenin birinci adımı bu.
2.Adım: Her ay evde anne-babasıyla çalıştığı bir fen deneyini sınıfta anlatmanın sorumluluğunu alıyor. Bunun için evde deneyi çalışıyor, malzemelerini okula getiriyor, bu deneyi arkadaşlarına anlatıyor ve sınıf ortamında deneyi uyguluyor. Adımlar gittikçe büyüyor.
3.Adım: Her ayın 2. Haftasında “okul dışı öğrenme programı” nı  uyguluyoruz. Bu programda temel amacımız yeni ortamlarda ve yeni topluluklarda da kendimizi ifade etmek. Çünkü annemizin korunaklı kanatlarının altından uçup öğretmenizin kanatlarının altına geliyoruz. Okula başlarken uyum dönemi boyunca zorlanıyoruz sonra bu ortamda kendimizi güvende hissetmeye başlayınca özgüven gelişim hızı yavaşlıyor. Burda 3. Adım çok anlamlı. Yakın çevremizde bu amaca hizmet etmesi için ziyaretlerimiz oluyor.  Bazen bu ziyaret bir doktora olabiliyor,doktor korkumuzu yenmek için. Bazen de bir bankaya, kumbaramızda biriken paramızı tümletmek için. Ordan da kitapçıya, biriktirdiğimiz paramızla kitap almak için. Burda aynı zamanda “ben başardım” hazzını da deneyimliyoruz.
4.Adım: Spor. Bu adım, şimdiye kadarki en büyük adımımız. Her ay 2 kez buz patenine gidiyoruz. Yeni mekan ve yeni insanlarla tanışmanın yanına yeni bir spor aktivitesiyle tanışma ve bu sporu başarma deneyimlerini de ekliyoruz.
5.Adım: Artık sınıfımızda sunum yaptığımız topluluğu arkadaşlarımızdan biraz öteye götürmek istiyoruz. İkinci dönem annelerimizi sınıfımıza davet ediyoruz. Her öğrenci bir sunumla topluluk karşısında konuşma korkusuyla baş etmeye çalışıyor, aynı zamanda başarmanın hazzını deneyimliyor. Önemli  bir adım daha.
6.Adım: Bu adım 5. adımın bir üstüdür. 23 Nisanda okulun bahçesinde tüm okulun velilerini kendi el emeklerini sergilemek için ağırlıyorlar. Kalabalık gittikçe artıyor ve sınıfın güvenli ortamından yavaş yavaş uzaklaşmayı da öğreniyoruz. Kendi emeklerimizin beğenilmesi ve takdir edilme keyfini yaşıyoruz. Her fırsatta sorumluluk verip,  “emek verdim ve ben başardım” deneyimini yaşatmak temel amaç.
7.Adım: Anneler Günü’ne tüm velilerimizi yeniden davet ediyoruz. Bu  sefer okul bahçesinde mini bir gösteri yapıyoruz. Yine  “emek verdim ve ben başardım”
8.Adım: Bu adımdaki gösteriyi okulumuzda değil ama ayda 2 kez gittiğimiz diğer bir eğitim aldığımız ortamda sunuyoruz. Mayısın son haftasında bir yıl boyunca gittiğimiz buz pateninde kazandığımız becerileri ailelerimizle paylaşıyoruz. Sloganımız aynı. Ama keyfimiz gittikçe artıyor.
9.Son adım: Son adım amaca ulaşmak için programlanan 8 adımın tamamlayıcısı ve finalidir. Artık bir kolejin salonunda tüm okulun velilerinin karşısındayız. Yıl boyunca bu an için adım adım hazırlandık. Bu hazırlığın sunumu ve beğenilerin kabulü bize başardım duygusunu fazlasıyla yaşatacak .Bu gösteride amaç 3-4 saatlik, veliyi mutlu etmek için hazırlanmış  bir show değil. Maksimum bir saat sürecek mini bir sunum. Yıl boyunca zaten tüm becerilerimizi zaman zaman ailelerimizle paylaştık. Dil ve dans becerilerimiz bu son sunuma sakladık. Artık biliyoruz ki; yalnızca çocuklarımızın değil, buna bağlı olarak tüm ülkemizin geleceği de alacağımız eğitimin doğru ve kaliteli olmasına bağlı.


Bu sayfa 378 kez görüntülenmiştir.